Simya Okulları yöneticisi Ertan'la eğitim üzerine söyleşimiz

PAYLAŞ
Elazığ Detay Haber - Gülşah Altaş

Simya Okulları yöneticisi Fikret Ertan ile eğitim üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik. Öğrencileri sınav maratonuna nasıl hazırlandıklarını anlatan Ertan, oldukça önemli bilgiler paylaştı. Başarının sırlarını paylaşan Ertan, moral ve motivasyonun önemine değindi.

Şimdi sizleri bu güzel söyleşimizle baş başa bırakıyoruz…

Değerli hocam sizi kısaca tanıyabilir miyiz?

Ben Fikret Ertan 1960 -Elazığ doğumluyum. Evli 3 çocuk babasıyım. İlk, orta ve lise tahsilimi Elâzığ’da tamamladım. Bursa Eğitim Enstitüsü F.K.B Bölümü’nü bitirdim. Öğretmenliğe Rize de başladım. Daha sonra Elazığ’a atandım. Elazığ’da 1 yıl öğretmenlikten sonra okul yöneticisi olarak muhtelif okullarda okul yöneticiliği ve Eğitim Bölgesi Koordinatör Müdürü olarak toplam 26 yıl yöneticilik yaptım. 2015 yılında emekliye ayrılarak önce Elazığ Doğa Koleji’nde yönetici olarak görev yaptım, daha sonra Simya Okulları’nın kuruluşundan beri yönetici olarak göreve devam ediyorum.

 

Eğitim felsefeniz ve eğitim modelinizden bahseder misiniz?

Simya Kolejleri, eğitim ve öğretimde çağdaşlığı ve en iyi olmayı ilke edinen, öğrenmede sürekliliğe inanan bir eğitim kurumudur. Amacımız; önce “iyi insan” yetiştirmek ilkesine inanarak, toplum ve çevre sorumluluğu olan bireyler yetiştirmektir. Simya Koleji, kendi eğitim felsefesini oluşturmuş ve okullarındaki tüm eğitim-öğretim sürecini bu felsefeyi temel alarak inşa etmiştir.

İnsancıldır;
Mutlu, insani değerlere sahip, diğer insanlara, çevreye, doğaya, dünyaya, evrene saygısı olan öğrenciler yetiştirmeyi hedefler.

İlerlemecidir;
Öğrencisini ailesinin, toplumunun, ülkesinin ve insanlığın gelişmesi ve iyileşmesi için eğitmeyi hedefler.

Yapılandırmacıdır;
Akademik ve bilimsel bilginin ezberlenerek unutulması için değil; deneyimlenerek yaşam boyu sürmesi, iyileşmesi, anlam kazanması ve olumlu değişim için kullanılmasını öğretmeyi hedefler.

Eğitim modelimiz olan  “Mikro Eğitim Model ”inde kişiye özel sorular ve sınıfa özel öğretim modeli le birebir eğitim yapılır.

Sene başında yapılan HBS (hazır bulunuşluk sınavı) ile öğrencilerin bilgi durumları belirlenirken yılsonu başarı Self Control (fasikül tarama ) her dersin ünite sonunda ara sınıfların konuları anlayıp anlamadığı test edilir. Sınav sonucuna göre ihtiyaç halinde etüt yazılır.

Press deneme sınavları sınav gruplarına (8-12.sınıflara)  her gün uygulanan bıranş denemeleridir. Hafta bitiminde yapılan deneme ile değerlendirme yapılır.

Check Up şeklinde yapılan taramalar ile öğrencilerimizin aylık gelişimi kontrol edilir.

Deneme sınavları ile öğrencilerin eksikleri tespit edilir. Ara sınıflarda aylık, sınav gruplarında ise haftalık olarak uygulanır.

Yazılı Antrenmanları ile öğrencilerimiz yazılıya hazırlanır. Defter kitap açık bir şekilde öğrencinin araştırarak bilgiye ulaşması sağlanır.

Simya okullarından biraz bahseder misiniz? Akademik eğitime odaklanan yeni bir okul olarak ne tür çalışmalar yapıyorsunuz?

Simya okulları Elazığ merkezi konumunda butik bir okul lise ve İlköğretim ayrı ayrı binalarda eğitim öğretim vermektedir. Okulumuzun iki kurucusu da son derece deneyimli eğitimcilerdir. Böyle eğitimcilerle dolu bir kadroda olmak benim için çok önemli çünkü günümüzde çok fazla sayıda özel okul açılmış bulunmaktadır. Bizim için birinci hedef, kaliteli eğitim. Bu yüzden öğretmenlerimizin her biri alanında en az yedi-sekiz yıllık tecrübeye sahiptir. Bu kadro bundan önceki süreçte oturmuş bir kadro aslında. Kurucularımız yıllarca eğitim alanında başarıyla çalışmış, deneyimli kişiler. Onlarla çalışmak çok keyifli.

Simya Okulları’nda şu anda hangi sınıflar var? Akademik eğitimden kastınız nedir?

İlköğretim binamızda ana sınıfları, ilkokul 1,2,3,4 sınıflarımız Ortaokul kısmında ise, 5, 6, 7 ve 8 inci sınıflarımız var. Lise binamızda ise Anadolu ve Fen Lisesi tüm sınıfları mevcuttur. Haftada 40 saat ders veriyoruz. Sabah 9.00 da derslerimiz başlıyor, 16.10’da ders bitimlerimizde 2 saatlik zorunlu etüt zamanımız başlıyor. Saat 17.00’den sonra ise hafta sonu yaptığımız denemelerin analizine bakıyoruz. O analizlerde 3 veya 4 yanlıştan sonrası bizi rahatsız ettiği için, bir hafta Türkçe, bir hafta Matematik, bir hafta Fen gibi LGS’de önemli olan branşların ek çalışmalarını yapıyoruz 18.00’e kadar. Kısacası Simya okullarına gelen öğrenci, dışarıda herhangi bir özel derse ihtiyaç duymadan, etüt merkezine ihtiyaç duymadan hem okulunda okumuş, hem de etüt/dershane eğitimini almış oluyor.

Sınavda başarı için sağladığınız başka imkânlar nelerdir?

Okulumuzun en büyük artılarından biri butik okul olması ve sınıfların en fazla 20 kişilik olması. Rehber öğretmenimiz aynı zamanda ölçme değerlendirme alanında uzmandır. Her hafta sonu 8.ve 12. sınıflar için sınavımız var. 6 ve 7inci sınıflara ise iki haftada bir sınav yapıyoruz. Üniversite sınavlarına hazırlık için 9 ve 10’uncu sınıflara da bol bol sınav yapıyoruz.

Çocuklar bu kadar sınav odaklı eğitim alırlarken rahatlama ve eğlenme imkânı buluyorlar mı?

Tabii ki. Öncelikle okulumuzun yüzme havuzunda ve kantininde keyifli vakit geçirme imkânı sağlıyoruz. 6 ve 7’inci sınıflarda müze gezileri, piknikler, satranç eğitimi, akıl oyunları aktivitesi, kulüp çalışmaları, drama, tiyatro, voleybol oluyor. Ancak 8. sınıflarda sınav hazırlığına çok daha fazla ağırlık veriyoruz. Onlarla İstanbul’daki Anadolu ve fen liselerini gezdik.  Yani 8. sınıflara çok yoğun bir program var. Aslında okul, bu kadar sınav odaklı olmamalı, hayatın kendisi olmalı. LGS gibi matematiğin çok zorlayıcı olduğu bir sınav kondu. Biz özellikle 8. sınıflarla LGS odaklı çalışıyoruz. Eğitim sistemi bunu gerektirdiği için bu şekilde yapıyoruz.

 

Sınavda başarılı olan öğrencilerin ailelerinin ortak bir özelliği var mı?

Sınavda başarılı olan öğrencilerin aileleri, onları hep destekliyorlar. Fedakârlıkta bulunuyorlar, çocuklarıyla ilgileniyorlar. Deneme sınavlarının sonuçlarını takip ediyorlar.

Anne-babalara önerileriniz var mı? Sadece sınav anlamında değil, bir eğitimci olarak genel anlamda tavsiyeleriniz var mı?

Aklıma gelen ilk şey; anne-babaların çocuklarıyla arkadaş olmamaları gerektiği. Çocukların dışarıda zaten pek çok arkadaşı var. Anne-babalar öncelikle ebeveyn olmalılar. Bazen veliler benimle dertleşir; “beni dinlemiyor, oysaki ben ona arkadaş gibi davrandım, şunu söyledim bunu söyledim” derler. Hâlbuki yapmamaları lazım, belli bir sınır koymaları lazım. Siz, anne-baba rolünde olmalısınız ve evde bir otorite olmalı. Başarı disiplinden gelir. Disiplinsiz bir okulda da başarı sağlanamaz. Simya Okulları’nda her sabah kıyafet kontrolü yapılır, öğrenciler on beş dakikadan daha geç geldiklerinde –çok geçerli bir sebepleri yoksa- derse alınmazlar. Biz o on beş dakikada zaten aileyi ararız, muhakkak takibini yaparız. Öğrencilerin ödev yapmaması veya eksik yapması durumunda veliye bilgi gönderilir. Butik okul olduğumuz için her öğrenciyi birebir takip etme ve veliyi detaylı şekilde bilgilendirme şansımız var. Ben velilerin çocuklarını her konuda takip etmelerini öneriyorum.

Simya Okulları Genç öğretmenlere ya da eğitim fakültesinde okuyan öğrencilere önerileriniz nelerdir?

 Önemli olan sevdirmek. Ben öğretmenlerimden önce güler yüz bekliyorum. Pozitif olmak, enerjik olmak çok önemli. Öğretmenlerin öğrencilere dersleri sevdirmelerini bekliyorum. Pozitif enerji yaydığınızda ve dersi sevdirdiğinizde, öğrenci o dersten başarılı olmak için elinden geleni yapıyor.

Öğretmenlerimizden istiyoruz ki önce öğrencilerini tanısınlar. Her çocuğun öğrenme şekli, anlaması farklıdır. Sabırlı olmaları gerekir. Ve öğretmenlik hayatlarının ilk yıllarında öğrendiklerini yıllar boyu tekrarlamak gibi bir yanlışa kapılmamalılar. Yani bazen bir öğretmen yirmi yıllık deneyimli oluyor ama bir yıllık deneyimini kullanıyor. O nedenle ben öğretmenlere diyorum ki; şu an bilgi çağındayız – hatta bilgiyi okumak değil, bilgiyi yaratmak ve kullanmak önemli. Öğretmenlerin her yıl sanki ilk kez başlıyormuş gibi bir heyecanla ve yepyeni bilgilerle yollarına devam etmelerini arzu ediyorum. Yirmi yıllık bir öğretmenin her yıl edindiği bambaşka deneyimler ve bilgiler olmalıdır.

Ben ayrıca kişisel gelişim ve eğitim ile ilgili kitapları çok seviyorum ve herkesin okumasını öneriyorum. Öğretmenlik çok fedakârlık isteyen bir meslek ve kişilik özelliğiniz buna uymalı. Ayrıca diksiyonunuz güzel olmalı. Çocuğun iç dünyasına inebilmelisiniz. Bunun için psikoloji alanında da kendinizi geliştirmelisiniz. Kişisel gelişim için kitaplar okuyan ve kendini geliştiren bir öğretmenin hem kendisine, hem öğrencilerine, hem de velilerine daha çok faydası dokunur. Öğretmenlerin sadece uzman oldukları branşlarda değil, kendilerini mutlu eden farklı branşlarda da kendilerini geliştirmelerinde fayda var.

Eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Sizinle söyleşi yapmak gerçekten çok keyifli oldu. Çok teşekkür ederim. Elazığ’da yaşayan ailelere mesajım; biz Simya Okulları olarak öğrencilerimizi ortaokulda LGS’ye, lisede üniversite sınavlarına hazırlıyoruz. Eğer aileler çocuklarında akademik başarı hedefliyorlarsa, başka bir özel derse ve etüt merkezine ihtiyaç duymadan sadece okulda her türlü sınav hazırlığını yapsın diyorlarsa,  Simya okulları doğru adrestir. Tekrar teşekkür ediyorum bu güzel sohbet için.

 

HABERİ PAYLAŞ:
BUNLARA DA BAKIN