Limit Eğitim Kurumları Genel Müdürü 'Mehmet Saylan' ile Röportajımız

PAYLAŞ
Elazığ Detay Haber - Gülşah Altaş

Limit Yayınları ve Limit Eğitim Kurumları Genel Müdürü Mehmet Saylan ile detay dergisi okuyucuları için güzel bir söyleşi gerçekleştirdik.

Amaçlarının eğitimde kaliteyi artırmak olduğunu belirten Saylan, İstanbul’dan Elazığ’a bir köprü görevi üstlendiklerinin altını çizdi.

Saylan, Elazığlı olmaktan gurur duyduğunu, şehir insanının eğitime verdiği önemin azımsanmayacak ölçüde büyük olduğunu söyledi.

 

Eğitimci Mehmet Saylan ile gerçekleştirdiğimiz söyleşimizle sizleri baş başa bırakıyoruz.

 

 

  Bugünkü konuğumuz, eğitimci kimliğiyle tanıdığımız aynı zamanda LİMİT YAYINLARI ve LİM­İT EĞİTİM KURUMLARI Genel Müdürü Sayın Mehmet SAYLAN. Sayın SAYLAN, ben böyle bir giriş yaptım ama sizi sizden dinlemenin daha doğru olacağı kanaatindeyim. Bize kendinizden biraz bah­seder misiniz?

– 1980 Elazığ doğumluyum. 2002 yılında FIRAT ÜNİVERSİTESİ Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü bitirdim. Aynı yıl Kütahya’da öğretmenlik mesleğine başladım ve uzun yıllar Kütahya, Afyon ve Uşak’ta görev yaptıktan sonra yine Elazığlı olan ve askerlik dışında hiç ayrılmadığımız değerli arkadaşım Seba­hattin ÖLMEZ ile 2009 yılında LİMİT YAYINLARI’nı kurarak ve bu yayının ilk yazarları olarak eğitimdeki bu yolculuğumuza İstanbul’da başladık.

 

Öğretmenlik kutsal bir meslek, bu güzide mesleği üstlenirken bir de yayın çıkarıp öğrencileri bu konuda desteklediniz ve hâlâ gelişen teknolojiyi kullanarak desteklemeye devam ediyorsunuz, yayın çıkarma fikriniz nasıl gelişti? LİMİT ismi ve logosu neyi ifade ediyor?

– Aslında bu, eğitime gönül vermiş iki arkadaşın hikayesi…. Amacımız eğitimde kaliteyi artırmak en idealini en iyisini yapıp ve yaptıklarımızı geniş kitlelerle paylaşma isteğinden doğdu. LİMİT kelime anlamı itibariyle ‘’sonsuzluk, sınırsızlık başarı ve çalışmayı’’ temel alan bir kavram. Logo ise kuşların gökyüzüne doğru sınırsızlık içinde uçmasını ifade ediyor aynı zamanda da bu kuş logosu, hikâye­si olan ORİGAMİ SANATI’nı temsil ediyor. Çin ve Japonya’da Turna Kuşu olarak bilinen origaminin manevi önemi büyüktür ve Japonya‘ya atılan atom bombasıyla da ilişkilendirilir. Renk olarak bordo ve beyazı seçmemizin sebebi esas itibariyle Elazığspor’a olan bağlılığımız aynı zamanda Bordo – Kırmızı ve Beyaz renkleri bayrağımızın da renklerini temsil etmektedir. Her iki açıdan baktığımız zaman da LİMİT renkleriyle millî bir duruş sergilemektedir. Elbette iletişim numaramızın (23) ile bitmesi “Baba Ocağımız”dan bir sembol ifade etmektedir.

 

LİMİT YAYINLARI, öğretmenlerin öğrencilerine inanarak tavsiye ettiği ve öğrencinin de anla­yarak severek çalıştığı bir yayın. Ülke genelinde her öğrencinin kitaplığında bulunduğunu biliyoruz. Yayın çıkarmakla yetinmeyip eğitim kurumları zinciri de oluşturdunuz. Şuan kaç ilde kaç şubeniz var öğrenebilir miyiz?

– 2020 yılı itibariyle ilk çalıştığımız yerler olan Afyon ve Kütahya’da LİMİT OKULLARI mevcut olup nasip olursa bir yıl içerisinde Sakarya, Gaziantep, Kayseri ve en önemlisi İstanbul’da Limit Okulları’nı faaliyete geçirmeyi düşünüyoruz. 23. okulumuz da “niçin Elazığ Limit Okulları olmasın?” bunun dışın­da da yaklaşık 35 ilimizde Özel Öğretim Kursu olarak faaliyetimize devam etmekteyiz. Bu zincire 2020 – 2021 Eğitim ve Öğretim Sezonunda Baba Ocağımız olan Elazığ da dahil ediyoruz. Elazığ’da yıllarda LİMİT adına çalışmaları yürüten ve bu anlamda pek çok sosyal sorumluluk projesine bizimle birlikte katkıda bulunan değerli dostumuz ERALP SARIKAMIŞ ile birlikte LİMİT’in eğitim kalitesini Baba Oca­ğımıza getirmiş olacağız inşallah.

 

Malum günümüzde eğitim alanında bir yayın kirliliği söz konusu. Neredeyse herkesin birey­sel yayın çıkardığı bu dönemde bir yayıncı olarak LİMİT YAYINLARI’nın bu denli başarılı oluşunu ve öğrenciler arasında bu kadar beğeniliyor oluşunu neye bağlıyorsunuz?

– “LİMİT YAYINLARI”nın her şeyden önce çok sağlam bir alt yapısı ve mutfağı var. Bizler bu hususta çok iyi bir öğretmen aynı zamanda da yayıncılığı tüm disipliniyle bilen değerli Genel Yayın Yönetmeniz Feyzullah ÇELİKBAĞ’ı bu mutfağın başına getirmekle en güzel adımı atmış olduk. Kendisine de her daim kalite ve disiplinde destekledik. Diğer yöneticilerimizin kurumsal düşünmesi ve tabi ki alanında son derece yetkin, tecrübeli, deneyimli, günceli sürekli takip eden, kendini sürekli yenileyen, üret­ken bir yayın kadrosuyla çalışınca başarıyı da yakalamış olduk. Aynı zamanda ÖSYM formatında soru kalıpları, yeni nesil sorular, mantık muhakeme gücünü arttıran soru formatları “LİMİT YAYINLARI” öğrencilerin vazgeçilmezi haline getiriyor. İlerleyen zamanlarda yine LİMİT’in mutfağından çıkacak olan “AVANTAJ YAYINLARI” markasıyla da aynı kaliteyi farklı tarzlarla tüm öğrencilerimize ve öğret­menlerimize kazandırmayı hedefliyoruz.

 

 Bu yaşta eğitim ve yayın alanında böyle bir başarı elbetteki reklamsız olmaz. Sizin için reklam nedir, neyi ifade eder?

– Aslında burada önemli olan bana göre: “Herkesin olduğu yerde değil kimsenin olmadığı yerde olabilmek. Böyle olursanız kimsenin yapamadığını yapıp herkese ulaşırsanız başarıyı yakalamış olur­sunuz.” LİMİT her şeyden önce ulusal bir marka. Nitekim birçok ulusal kanalda da pek çok faydalı programa ana sponsorluk yapmış bir marka oldu. Örneğin öğretmenlik mesleğini yeniden gündeme getirip konuşulmasını sağlayan (Öğretmen dizisinin) ana sponsoru LİMİT YAYINLARI oldu. Buradaki amaç eğitimle ilgili atılan bir adımı desteklemek ve gündemde kalıp konuşulmasını sağlamaktır.

 

 Sayın SAYLAN “LİMİT YAYINLARI” reklamları tüm ulusal kanallarda gösterilirken Türki­ye’nin hemen her yerinde “LİMİT YAYINLARI”nın kurumları ve bayileri varken sizin uzaktan eğitim konusunda “Elazığ’ı ve Kanal Fırat’ı” seçmenizdeki etken nedir?

– Her şeyden önce biz köklerine son derece bağlı, Aziz Bir Şehrin çocuklarıyız. Değerli şairimiz Bünyamin EROĞLU’nun da ifade ettiği gibi:

“Buradan geçmemiş bizim Köroğlu

Amma tarih seni burda der oğlu

Büyük abi ol Bünyamin EROĞLU

Vatanın elleri çok güzel amma

Gakgoşlar diyarı Elaziz başga.”

İsteriz ki Elazığ’ımızı tanıtmada bir nebze de olsa payımız olsun. Bunu tercih etmemizde Elazığ’ın televizyonu Kanal Fırat’ın başarılı yayın anlayışı eğitime verdiği destek bizim için belirleyici oldu. Kanal Fırat bu vesileyle Elazığ’dan ülkemizdeki bütün öğretmen ve öğrencilerle aramızda bir köprü vazifesi oluşturdu. Kendilerine bu noktada şükranlarımızı sunuyoruz. Başarılarının ilerleyerek devam etmesi­ni arzuluyoruz.

 

 Gurbette yaşayan, kendi şehri için hiçbir desteği esirgemeyen bir Elazığ sevdalısı olarak birçok sosyal projede yer alıyorsunuz (İlimizin yakın zamanda yaşadığı depremdeki destekleriniz.) Bunlara değinmeden önce merak ettiğim konu Elazığ’a bu kadar sevdalıyken bir LİMİT EĞİTİM KURUMLARI Elazığımız’da artık olmasın mı?

– Aslında bu soruya bir önceki soruda da cevap vermiş oldum. Nasip olursa gelecek yıl bu soru da cevabını somut olarak bulmuş olacaktır. En büyük amacımız ilerleyen yıllarda Limit Okulları’nın en güzel ve en kaliteli kampüsü kendi memleketimize kazandırarak bu anlamda da Elazığ’da ki öğrencil­ere katkı sağlamaktır. Her ne kadar doğduğun yer değil, doyduğun yer dense de bizim aklımızda da yüreğimizde de hep Elazığ kaldı. Fiziki olarak Elazığ’da bulunamayabiliriz ama her iki arkadaş olarak hem benim hem de Sebahattin Hocamın ailesi Elazığ’da yaşıyor. Bunun ötesinde ekmeğiyle suyuyla beslenip büyüdüğümüz Elazığmız için yapılacak ne varsa seve seve üstlendik, üstlenmeye de devam edeceğiz inşallah. Yeter ki dostlarımız bu konuda bizimle işbirliği yapsın. Her şartta elimizden geld­iğince gücümüz yettiğince memleketimize faydalı olmaya gayret göstereceğiz. Bugüne kadar Elazığ’da ki okullara her kademeye ücretsiz yayın desteği sağladık. Bazı okullarımızın Takım formalarının temi­nini üstlendik. Yine ilimizin güzel okullarından Ahmet Yesevi Sosyal Bilimler Lisesi’nin konferans salo­nuna desteklerimiz oldu. Bu süreçte bizlere yardımcı olan başta Elazığ Millî Eğitim Müdürlüğü olmak üzere sevgili dostumuz Eralp SARIKAMIŞ’a da teşekkür ediyorum.

 

 Son olarak bu işe sizin gibi gönül veren girişimci ruhlu idalist öğretmenlerimize ve öğrencil­erimize neler söylemek istersiniz ?

– Önce yaptığımız işi sevmemiz gerek. Her işin başı sevmek, yaptığın işi sevmek ve her geçen gün kendini yenileyerek katlanarak yürümek. Yani öğretmenlik, aslında öğrenciliğin hiç bitmemesi deme­ktir. Sürekli öğrenerek bir çığ gibi büyümek gerekiyor. Biz iki arkadaş yüreğimizden geçen öğrenme ve öğretme sevdasıyla başladık ve bilgi birikimler paylaşıldıkça çoğaldı. Bu doğrultuda paylaştıkça LİMİT ailesi olarak büyüyüp öğretmenlerimizle, yazarlarımızla ve öğrencilerimizle kocaman bir aile olduk.

‘’SINAVLARA HAZIRLIKTA İLK TERCİHİNİZ” sloganıyla tüm öğretmen ve öğrencilerimizin gönlüne yerleştik.

 

HABERİ PAYLAŞ:
BUNLARA DA BAKIN