Siyaset mühendislerinin siyaseti ve iktidarı dizayn etmek için kritik zamanlarda sansasyonel olaylara başvurduğunu, milli unsurları etkisiz hale getirmek isteyen dış odaklar ile onların içerideki gayrı milli aparatlarının da çeşitli operasyonlara başvurduklarını biliyoruz.
Yakın tarihte, Mayıs 2010'da CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın gizli çekim seks kaseti olduğu iddia edilen bir videonun internette yayınlanmasının ardından istifa ettirilerek yerine Kemal Kılıçdaroğlu'nun getirilmesi ile sonuçlanmıştır.
Bu olayın kimler tarafından tezgahlandığını CHP eski genel başkan yardımcısı Onur Öymen kitabında ve YouTube kanalında çok net anlatmaktadır.
CHP'ye operasyon yaparak ele geçiren ve dizayn eden güçler, siyaseti dizayn etmek üzere 12 Haziran 2011 seçiminden önce, Mayıs ayı içinde bu defa aynı yöntem ile üst düzey MHP yöneticileri ve milletvekili adaylarına ait olduğu öne sürülen uygunsuz görüntülerin internete sızdırıldığı ve istifa etmek zorunda bırakıldıklarını da hepimiz biliyoruz.
Bu kaset kumpasının sorumlusu olduğu belirtilen firari şüpheli İbrahim Faruk Bayındır'ın FETÖ mensubu olduğuna dair kardeşinin beyanları da bilinmektedir.
MHP'ye, milletvekillerine yapılan kaset kumpası ile Devlet Bey’in ilkeli duruşu nedeni ile başarılı olamayan güçler yeni senaryolar ile hedeflerine varma isteklerinden hiç bir zaman vazgeçmediler.
Şartların olgunlaşmasını bekleyen güçler çeşitli bahaneler ile MHP'yi ele geçirmeye çalıştılar. Ama bir kez daha Devlet Bey’in siyasi iradesi ve dik duruşu engeline çarptılar ve sonucunda partiden ayrılarak Meral Akşener'in öncülüğünde 25 Ekim 2017’de İyi Partiyi kurdular.
Yine 2021 yılında ABD Temsilciler Meclisi'nin Kurallar Komitesi, Nevada Eyalet Temsilcisi Dina Titus'un 'Bozkurtlar'a ilişkin hazırladığı 'terör soruşturması' önergesi ile ülkü ocaklarının "terör örgütü" olarak tanınması için çeşitli girişimlerde bulunmuşlardır.
Bu önerge ile birlikte daha sonraki süreçte ülkü ocaklarının ve bozkurt amblemlerinin Avrupa'nın bazı ülkelerinde yasaklanması, MHP'ye karşı yapılan bir başka operasyondur.
Bu girişimlerin temel amacı, Türkiye'nin sigortası olan milli unsurların siyaset denklemi dışına çıkarılması girişimleridir.
Bu milli unsurların en önemlisi de MHP ve onun temsil ettiği anlayıştır.
MHP'nin milli duruşunu ve günü geldiğinde hangi adımları atacağını bilen güçler, MHP'ye operasyon çekmeye devam etmektedirler.
MHP'ye operasyon çeken güçler başarılı olsalardı 15 Temmuz ve sonrasında ülkemizi çok zor durumlara düşürebileceklerdi. Nitekim 15 Temmuz sonrasında Devlet bey'in ve MHP'nin duruşunun ülkemiz için ne kadar önemli olduğunu göstermiştir.
Durmak bilmeyen bu güçler en son olarak da seçim öncesinde milliyetçi seçmeni MHP'den uzaklaştırmak, MHP içinde çatlak sesler oluşturmak ve Cumhur ittifakını huzursuz etmek amacıyla Sinan Ateş cinayetini organize etmişlerdir.
Ellerinde ülkücülerin kanı olan zihniyetlerin bir anda bu cinayete sahip çıkarak, üstü kapalı da olsa MHP’yi suçlamaya kalkışmaları bu cinayetin neden işlendiğini ve kimler tarafından siyasete alet edildiği konusunda da yeterince bilgi vermektedir.
