Şimdilerde tüm evlerde kavga var… Hem de öyle böyle değil, ciddi ciddi kavga var.
Evin hanımının isteklerinden kaynaklı değil bu kavga… “Onların var bizim neden yok” gibi eşyaya, maddeye ve ihtiyaca dayalı bir kavga değil bu kavga.
Çocukların isteklerinin yerine getirilip getirilmemesi de değil bu kavganın sebebi. Hele hele “evi ya da mahalleyi değiştirelim” gibi yeniliğin peşine düşülen bir kavga da değil bu kavga.
Evlerdeki kavganın tek sebebi ve nedeni siyaset ve Ak parti. Özellikle eskiden beri tüm oyların Ak Parti’ye verildiği evlerde ciddi kavgalar, gürültüler ve hatta ses yükselmeler yaşanıyor şimdilerde.
Geçmişten bugüne aile boyu Ak Parti’ye destek olan ve oy veren ailelerde bu kez de Ak Parti’ye oy verelim mi vermeyelim mi kavgası neredeyse her akşam yaşanıyor.
Evin oy verme çağına gelmiş ve geçmiş seçimlerden beri Ak Parti’ye oy da vermiş gençler artık farklı bir yerde duruyor.
“Ak Parti başaramadı, yapamadı bak ben üniversite mezunuyum ama işsizim ve gelecekle ilgili ciddi endişelerim ve kaygılarım var” diyor gençler..
Ak Parti’ye bir şans daha vermekten yana büyüklerin tezleri ise eski Türkiye ile yeni Türkiye’nin karşılaştırmasından öteye geçemiyor.
Başörtüsü yasağının son bulması ve kamuda serbest olması, inanç hürriyetinin önündeki engellerin kaldırılması, sağlık ve eğitim alanındaki yenilikler ve ulaşımda gelinen noktanın anlatılması da çok etkilemiyor gençleri.
Tüm bu gerçekler anlatılıyor gençlere ama çok da tesir etmiyor yeni nesle. Yokluğu, kıtlığı, kuyrukları ve üniversite kapılarından döndürülen kız öğrencilerin dramını bilmeyen gençler için bunlar çok etkileyici olmuyor.
Bu tez ve argümanlarının başarılı olmadığını gören büyükler, bu kez, “bunlar gelirse ülke çok kötü bir duruma düşer, bunların hiçbir hassasiyeti ve ilkesi yok, bunlar vatan hainleriyle kol kola yürüyor” teziyle gençleri ikna etmeye çalışıyor ama gençlerden gelen “bunlar artık gitmeli, haddi ve sınırı çok aştılar, diğerleri gelsin yapamazlarsa yeniden Ak Parti’ye döneriz” gibi bir tez geliştiriyorlar.
Bu kez büyükler tekrar devreye giriyor ve “ülkemizin kaybedecek zamanı yok. Zaten tüm sınırlarımızda düşmanlar pusuda bekliyor. En küçük bir zafiyetimizde başımıza çullanırlar. Bugün ekmek pahalı diyoruz belki ama yarınlarda paramız olsa bile ekmek alamayabiliriz bunlarla” gibi karşı bir tez geliştiriyor.
Tartışma bu minval üzere saatlerce devam ediyor evlerde. Hemen her evin tek gündemi bu. Ve bu gündemin de tek öznesi Ak Parti.
Evin büyükleri genelde Ak Parti’ye destek noktasında ise de gençlerin bu partiye oy verme noktasındaki görüşleri çok farklı. Ve genelde bu gençler ya 6’lı masa dışında kalan bir partiye oy verecekler ya da hiç sandığa gitmeyecekler. Her iki durumda da kaybeden Ak Parti olacak.
İşin ilginç tarafı ne biliyor musunuz? Şu an Ak Parti’den bir makama seçilen isimlerin evinde dahi bu tartışma yaşanıyor.
Ve yine ilginçtir ki bazı milletvekillerinin çocukları bile Ak Parti’ye oy vermeyi pek düşünmüyor.
Anlayacağınız kavga büyük, kavga ciddi ve kavga içimizde…
