Gök: Toplu sözleşmede haklarımız için G(Ö)REVDEYİZ!

Devlet Memurları Konfederasyonu Elazığ Temsilcisi Timur Gök, '4 milyon kamu çalışanını ve 2,5 milyon emekliyi kapsayan toplu sözleşme süreci, hepimizin geleceğini, insanca yaşama hakkımızı ve emeklerimizin karşılığını doğrudan ilgilendirmektedir. Ancak ne yazık ki yıllardır aynı senaryo tekrarlanmaktadır: kamu çalışanlarımızın talepleri görmezden gelinmekte, süreç oldubittiye getirilmek istenmektedir' dedi.

İl Temsilcisi Gök, açıklamasında şunları kaydetti:

'Bugün sadece kendi haklarımız için değil, milyonların ortak geleceği için, kamu çalışanlarının ve emeklilerinin sesi olmak adına alanlardayız. Bugün işyerlerinde, meydanlarda, omuz omuza, üretimden gelen gücümüzü kullanıyor ve 'G(Ö)REVDEYİZ!' diyoruz.

Taleplerimiz Açıktır
Biz kamu çalışanları olarak yıllardır dile getirdiğimiz taleplerin arkasındayız:
Toplu görüşmelerin her yıl düzenli yapılması ve şeffaflık adına canlı yayınlanması, Her yıl Aralık ayında açıklanan yeniden değerleme oranında memur ve emekliye zam yapılması, Yılda iki kez ikramiye ödenmesi, Birinci dereceye yükselen tüm memurlara 3600 ek gösterge verilmesi, Emeklilerin yıllardır yok sayılan haklarının teslim edilmesi.

Soruyoruz! İnsanca yaşamaya yetecek bir ücret artışı var mı?

Bugün itibari ile 18 bin 680 TL tutarındaki ilave seyyanen ödeneğin taban aylığımıza ve emeklilerin mevcut aylıklarına yansıtılmasına ilişkin bir adım var mı?

Hangi ad altında olursa olsun emekli maaşlarımızı adeta kemiren, tüm ek ödemelerin taban aylığımıza, emekliliğimize yansıtılması var mı? Barınma hakkı kapsamında konutu olmayan kamu çalışanına kira yardımı – kira desteği var mı?

Büyümeden, refahtan pay var mı? Yıllardır maaşlarımızı dilim dilim buharlaştıran Gelir Vergisi adaletsizliğine son verilmesi var mı? Ücretsiz servis, yemek, ulaşım taleplerine ilişkin bir adım var mı?

Vekil, ücretli, taşeron, sözleşmeli, İHS'li gibi farklı adlar altında sürdürülen güvencesiz istihdama son verilmesi, güvencesiz istihdam edilenlerin kadrolu-güvenceli istihdama geçirilmesi var mı?

Kamu kurumlarında ücretsiz kreşler açılması, söz konusu kreşler açılıncaya kadar kreş yardımı verilmesi var mı? Seçim öncesi sözü verilen mülakatın kaldırılması var mı? Kadın kamu çalışanlarına; çalışma yaşamında uygulanan, cinsiyetçiliğin, ayrımcılığın, mobbingin son bulması var mı? Bizim için en önemlisi Grev Hakkı ile Tamamlanmış Gerçek Toplu Sözleşme Sistemi, Demokratik Bir Çalışma Yasasına ilişkin tek bir cümle var mı?

Çünkü aslında ORTADA BİR TOPLU SÖZLEŞME TEKLİFİ YOKTUR

TEKLİF YERİNE; 4 milyonu aşkın kamu çalışanını çalışırken daha fazla yoksulluk ile 2,5 milyon emekliyi ise daha fazla sefalet ile TEHDİT VARDIR.

Vergi, harç ve cezaları %44 arttırdılar. Gelir Vergisinden, ÖTV'ye KDV'ye tüm vergileri ortalama %70 arttırdılar. Ama sıra bizim maaşlarımıza gelince her seferinde önümüze TÜİK'in hayatın gerçeklerinden uzak rakamlarını, tutmayan hedeflenen enflasyon rakamlarını koyuyorlar. Yoksulluk sınırının 2026 Ocak itibari ile en az 100 bin TL olacağı koşullarda bizlere sefalet oranları dayatıyorlar.

Buradan masada 'yetkili' sıfatı ile oturan konfederasyonu ve sendikaları uyarıyoruz. Hiçbir kamu çalışanının tarihe kara bir leke olarak geçecek yeni bir satış sözleşmesine tahammülü kalmamıştır.

Bu nedenle:

Hiç kimse kamu çalışanlarımıza dalga geçilen bu teklife değer yüklemeye çalışmasın. Milyonların maaş artışı talebinin dörtte birine bile denk gelmeyen rakamları görmezden gelerek 'Üzerine bir, iki puan ilave edilirse çözülür' yaklaşımı sergilemeye kalkışmasın. Kamu çalışanlarımızdan gizli kapalı kapılar ardında pazarlıklar yürütmeyi, temel hiçbir sorunu çözmeyen teklifleri kabul etmeyi aklından bile geçirmesin. Ve hiç kimse, uyuşmazlık olduğu takdirde topu hakem heyetine atmaya kalkmasın.

Kamu çalışanlarının tarihi, yeni bir satış sözleşmesini kaldıramaz. Hepimiz biliyoruz ki kamu çalışanlarının gerçek sorunlarını çözmeyen, müzakere adı altında dayatılan hiçbir sürecin meşruiyeti olamaz.

Bu tablo karşısında yapılması gereken şey, birkaç puanlık maaş artışı üzerinden yürütülen bir pazarlık değildir.

Bizleri yok sayan bu yoksulluk, sefalet ve güvencesizlik teklifine itirazımızı yükseltiyoruz. İnsan onuruna yaraşır bir ücret, güvenceli istihdam- güvenli gelecek, demokratik- adil bir çalışma yaşamı ve gerçek bir toplu sözleşme için omuz omuza vermeye, mücadelemizi büyütmeye çağırıyoruz.'

Bakmadan Geçme