Kaninattaki en mühim hakikat, Kur’an’dır  - Mert Yıldırım
SON DAKİKA

Kaninattaki en mühim hakikat, Kur’an’dır 


Kâinattaki en mühim hakikat Kur’an’dır. Sonra imandır. Ondan sonra namazdır. Kuran yalnız Müslümanlara değil tüm insanlığa ve cinlere gönderilmiştir. Kur’an İkra kelimesinden. Türemiş bir sözcüktür. Garee yegreu guranen arabiyyen . Görüldüğü üzere alfabesi arabça  manevî lafız dili Rabçadır. Yüce Allah bizlere buyruklarını bu kitap’ta toplamış açıklamış geçmiş kavimlerden geçmiş peygamberlerden kıssalarla desteklemiş izahını mükemmel derecede tasavvur etmiş 600 kusur sayfada 6 milyardan fazla hakikatleri ortaya çıkarmış son derece modern daima dinamik ve dinç olarak kalmış kıyamete kadar muhafazasını bizzatihi yapacağını bildirmiş ki amenna ve saddakna bizlere asıl gerçeği gün doğumu gibi güneşin gözümüzü alan ziyası gibi bakmakla güçlük çektiğimiz o parıltıyı aynı güneşte görüldüğü üzere bizlere somut deliller vererek hem somut olarak hem soyut olarak gerçek Kitab-ı Mukaddesste ispatlamış ve toplamıştr. Nitekim onun korunmasını kıyamete kadar sürdüreceğini su ayet-i delile sönük kalbimizi nur gibi aydınlatmıştır.“Hiç şüphe yok ki o Zikri / Kur’ân’ı biz indirdik, onu koruyacak olan da biziz.” (Hicr, 15/9). 

Ayeti celile açık bir şekilde beyan etmiştir üzerinde durmaya artık lüzum yoktur.

Biz inananlar olarak yapmakta mükellef olduğumuz emirleri bazen tehir bazen tenkir etmekteyiz. Halbuki apaçık ortada ki şeytan ve nefis bizleri aldatmakta melun-u kebir bizlere görünmeden vesveseler ile aldatmaktadır. Kovulmuş olan şeytan-lanetullahualeyh bizleri kıyamete kadar boş bırakmayacaktır. Daimi vesveseler ile aldatmaya devam edecektir. Bizlere düşen istiğfar ile temizlenmek ve gusl almaktır. Evet gusl almak bedeni temizletir. Peki ya kalbi nasıl temizlemeliyiz? Cevap: Kalbimiz tevbe suyuyla istiğfar sabunuyla ovalayıp taş kesen kalbimizi keselemeli yumuşatmalı ve parlatmalıyız her gelen misafiri kabul etmeyeceğiz, her daim tekerrür ve tefekkür ile mahzuniyetimizi yüce Allah a sunmalıyız onu noksan sıfatlardan tenzih ederek yad etmeli ve  bağışlanma dilemeliyiz. Ya Ğaffar ismi şerifesini bol bol lafzı tekerrür ile manevi tefekkür ile her tarafımıza iyice yedirmeli ve kalbimize işlemeliyiz. Bol bol dua etmeli mahcubiyetimizi ve mağlubiyetimizi yüce Rabbimize naif bir şekilde güzel bir üslupla söylemeli Resul-i Azamina iltifatlar salavatlar göndererek her daim şukrüzmüzü Cenabı Hakka bildirmeliyiz. Öyleyse de ki estağfirullah ı ve etubu ileyh tevbeten nasuhan ve estağfirullah el azim ,tevbeni bildirdiğin gibi La İlahe İllallah Muhammeden Resulullah de. Yine de ki estağfirullah sonra ise Resul-i Kibriyaya kelime-i şerifle yaklaş ve yine de ki Allahümme Salli ala Seyyidina Muhammedin ve ala Ali Seyyidina Muhammed. Evet en temel hakikat hakaik-i Kurandır . İmanımızı la ilahe illallah ile kalbimizde yoğurmalı mana-i lafzı kitaplara dahi sığmayacak bu mübarek kelime-i bir madalya gibi kalbimize takıp maneviyatıma almış olduğumuz ödülü kaybetmemek için ben onu kaptırmamak için daima muhafaza etmeliyiz ki imanimiza başkalarının kirli ve şeytani sözcükleri bulaşmasın daima pak daima nurlu kalsın. La ilahe illallah zırhını giymeli salavat migferini takmalı ve estağfirullah kılıcıyla nefsimize savaşmalıyız. 

Unutmayalım ki cennete girmenin yolu iman nuru ile ancak geçileceği üzere bizler imanımızı daima taze tutmalı kelime-i tevhit tokmağı ile taş kalbimizi parçalamalı tevbe ile istiğfar ile dua ile onu yoğurup sonra tefekkürün tekerrürünü yaşayarak onu kor ateşte pişirip muhafazasını daima yapmalıyız. Tıpkı bir fırıncı gibi önce hamuru yoğurur yoğurma aşaması mühimdir daima titizlik ile yoğurur ve onu ateşte pişirir. En son ise sıcacık ve taze olarak o hamur asıl şeklini alıyor. Hamur dahi olsa asli şemaili olan ekmek görüntüsünü alıyor. Hamurun vazifesi ekmek olmak ise insanın asıl görevi imanını muhafaza etmektir.


İnsan olması gerektiği gibi olmalı yani insan olmalıdır. Sadece olmak yetmez. Öğretmek okumak yaşamak temizlenmek  temizlemek okutmak affetmek en önemlisi sevmek gerek. 

Demişler ya işini sev ömür boyu tatil yap . Öyleyse bizler bizliğimizi seversek hep bir olarak kalırız fakat biz olmazsak paramparça oluruz. Daima sefahet ve rezalet içinde kalırız. Bizim sefamız keyfimiz keyfiyetimiz eğlencemiz sosyalliğimiz çalışmamız dinlenmemiz kederimiz sevincimiz iman dairesi içerisinde olmalıdır. 


Zamanın birinde öteki berikine sormuş:” Bugün Allah için ne yaptın.”  Demiş ki:  Ben kimim ki Allah için bir şey yapmaya gücüm kudretim olsun. Kudret sahibi odur . Benim gücüm iradem sınırlı ve yalnız bana verilen kadardır. O güzel işleri bana kendi irademle vesile edip yaptırıyor bana böyle bir iyilik yaptırıyor. Kötü işleri şeytan ve nefsin telkinleriyle aldanarak ve unutarak kendi cüzi irademle yapıyorum. Sonra Onun gazabından korkup tevbe ediyorum, pişman oluyorum ve bir daha nasip ettiriyor güzel işleri salih amelleri vesile-i cüz irade vasıtası ile yapmaya...


Bizler bu kısa hikayeden şöyle uzun bir hisse çıkarmalıyız. Hisseden önce Lafz-ı Azamı inceleyelim.


Şüphesiz gerçek kudret sahibi Allah’tır. Azame-i Lafzı Celal yani  La İlahe İllallah Muhammeden Resulullah öyle bir Cümle-i Azamdır ki Kudret terazisi tartsa bir tarafa La İlahe İllallah Muhammeden Resulullah manevi lafzın ağırlığıni koysalar diğer tarafa evren dediğimiz şehadet aleminde gördüğümüz kâinatı koysalar nitekim La İlahe İllallah Muhammeden Resulullah Lafze-i Celali ağır gelecektir. Biz Müslümanlar Lafz-i Azamı gerçek manada tasdik edersek Kudret-i İlahi biz Müslümanları galip getirir. Bizler La İllallah Muhammeden Resulullah diyerek bir çatı altında toplanmalı sevmeli saygı duymalı rükû etmeli sabr etmeli daim bir Şükr ile yalvarmalı acizliğimizi anlamalı daima bunu dile vurmalı birbirimizin ayıbını örtmeli eleştirecek biri varsa önce kendimizi sonra gizli bir şekilde eleştirmeden dikkatli bir şekilde uyarmalı devamlı ilim ve fende adım atmalı koşmalıyız. Adım atmadan evvel emeklemeye öğrenmeliyiz. Çünkü düştüğümüz zaman kalkmadan hiç bir şey başaramadan hiç bir adım atamadan her emek her çalışma boşa gidecektir. Evvela emek sonra ekmek sonra emeklemek. Gayemiz emektir, emeğimiz ahirettir, ekmeğimiz kardeşliktir.
 

YAZIYI PAYLAŞ!

Yorumlar / 1

  • Ali Rıza ÖZDEMİR | 20 Şubat 2023 15:09

    Rabbim kalemine kuvvet katsın Kur'an-ı Kerim i icazını açıklayasın tebrik ediyorum

YAZARIN SON 5 YAZISI
11Mar

Adab-ı Yeme Ve İçme

16Şub
15Oca

Aile kavramı ve bilinci