Liberalizmin iflası ve manipülasyonlar - Hanifi Yavaş
SON DAKİKA

Liberalizmin iflası ve manipülasyonlar


Neoliberal düşünce, devletin piyasaya en az düzeyde müdahale ettiği, özel sermayeye her türlü imkanın sağlandığı, üretimin çeşitlendirilerek arttırıldığı ve rekabetin artmasını hedefler. 

Türkiye'de bu sistemin uygulanması sonucunda, rekabet ve kalite olması gerekirken, tekelleşmeye ve kartelleşmeye ve hatta daha fazla kar elde etmek amacı ile stokçuluk gelişerek özellikle gıda üzerinden milli güvenlik sorunu yaşanır hale gelmiştir.

Liberal ekonomilerde yaşanmaması gereken tüm sorunlar ülkemizde vahşice kendini göstermektedir. 

Sermayenin tabana yayılamaması, özel sektördeki üretim ve pazarlama gücünün bir avuç mutlu azınlığın elinde olması nedeni ile istedikleri ürünü istedikleri zaman manipüle etme imkanına sahiptirler. 

Ülkemiz bu durumu yakın zamanda 2018 seçimlerinde yaşamıştır. Ekonomik verilerde kriz sayılabilecek hiç bir veri olmamasına rağmen, biri yada birileri patates ve soğan üzerinden manipülasyon yaparak iktidarı zor durumda bırakmıştır. Vatandaşın cebine yansıyan bu durum neticesinde seçim sonuçları itibarı ile iktidar yara almıştır.

Gezi olayları, 17-25 Aralık operasyonu, MİT Tırları ve 15 Temmuz darbe girişiminden sonuç alamayan emperyalist güçler ile onların içerideki işbirlikçileri, iktidarı ekonomik olarak sıkıntıya sürükleyip, halkın alım gücünü azaltarak iktidara karşı öfke patlaması oluşturmaya çalışmaktadırlar.

2018 seçimlerinde bu yöntem ile kısmen sonuç alan güçler daha sonra bu operasyona yakın zamanda Ayçiçek yağı üzerinden devam etmiştir. 

Üretimde, stoklarda ve ithalatta hiç bir sorun olmamasına rağmen Ayçiçek yağı üzerinden yapılan manipülasyon ve beraberinde getirdiği astronomik fiyat artışları, vatandaş nezdinde büyük sıkıntılara ve iktidara güvensizliğe neden olmuştur. Hükümetin, üretici birliklerinin ve diğer paydaşların yaptığı açıklamalar sonrasında, vatandaşı tatmin etmese de fiyat artışları belirli bir seviyede durmuştur.

Belli ki, içeride ve dışarıda ki bazı oluşumlar bu yöntem ile seçmen üzerinden, iktidara karşı olumsuz algı operasyonlarını devam ettireceklerdir. 

Nitekim bunu geçen hafta içinde şeker üzerinden yapılan manipülatif operasyon ile bir kez daha gördük. Şekerin üretim fiyatında hiç bir değişim olmamasına, stoklarda haddinden fazla ürün olmasına ve ayrıca şeker fazlasını ihraç etmemize rağmen, 13 günde şekere yapılan %200 oranında zam yapılması bu operasyonların seçimlere kadar devam edeceğini  teyit etmiştir. 

Sırada başta un olmak üzere seçimlere kadar çeşitli gıda ya da başka tüketim maddeleri üzerinden bu manipülatif eylemler devam edecektir. 

Bu operasyonlar, özellikle gıda enflasyonuna neden olmakta ve vatandaşı yaşam sıkıntısına sokmaktadır. İktidar maalesef, vatandaşın ekmeği ile oynayan bu alçaklara karşı etkili ve caydırıcı bir tavır koyabilmiş değildir. Etkili bir denetim mekanizması olmadığı gibi verilen para cezaları caydırıcı olmaktan çok uzaktır. 
Bir an önce radikal kararlar alınarak, gıda teröristlerine karşı halkı korumak iktidarın en temel görevi haline gelmiştir. 

2023 seçimlerinde başarı ya da başarısızlığı belirleyen temel parametre ekonomi yani mutfaktaki yangın olacaktır. 

Tüm bunları yaşarken ABD Başkanlarının, Türkiye'nin ekonomisini bozacakları ve muhalefet ile birlikte hareket ederek, Erdoğan iktidarını devireceklerine dair açıklamalarını unutmamak gerek.
 

YAZIYI PAYLAŞ!

YAZARIN SON 5 YAZISI